http://coffee.digital/kultur-detay/bu-kafede-her-sey-satilik-sold
Abbasağa’da nev-i şahsına münhasır bir mekan Sold.
25’lerinde iki çocukluk arkadaşının ortak hayali, henüz üç aylık tazecik bir
işletme. Kırkına yaklaşan ben gibi birçok beyaz yakalının, çoğu kez
düşünüp, sonra çok riskli, çok pahalı ve daha bilumum çok “çok” bulup kendini
vazgeçiriverdiği, ya da en iyi ihtimalle o kutlu “emeklilik” dönemine sakladığı
“cafe açma” arzusunu hayata geçiren iki genç. Oğulcan’ın tabiriyle “risk
alabilecek yaştayken” hareke geçebilmişler ne güzel.
Mekânın
en önemli özelliği, bir çok tasarımcıdan özgün ve konsept ürünlerin
sergileniyor ve satılıyor olması. Bugüne kadar on sekiz tasarımcıyı
ağırlamışlar. Ürünler belli bir süre duvarları, masaları süslüyor. Bir yandan
kahvenizi yudumlarken, bir yandan da beğendiğiniz ürünleri inceleyip hemen
satın alabiliyorsunuz. Konsept ve ürünler sık sık değişiyor; bir
gittiğinizde duvarda gördüğünüz tabloyu veyahut saati, bir sonraki gidişinizde
göremeyebilirsiniz. O yüzden, beğendiğinizde, elinizi çabuk tutmalısınız.
Yoksa “Sold-out” ile karşılaşabilirsiniz, cafe’nin ismini de buradan
geliyor.
Mekan
yaklaşık on masalık, alt katında iki büyük masa var. Dükkanı eski bir
döşemeciyken devralıp, her yerini yeniden tasarlamışlar. Üçüncü dalga
kahvecilerle anılan mekan klişelerinden uzak durmak istemişler, mimar olan
arkadaşlarından tuğla duvar olmayan, akkor ampul yanmayan ve duvardan bir
bisiklet sarkmayan, farklı sergileme ihtiyaçlarına göre kolaylıkla adapte
edilebilecek bir dizayn istemişler.
Öğrenciler,
bir şeyler okumak isteyenler, hoşça ve rahatça vakit geçirmek isteyenler, bunu
açıkça söyleyerek, talep ederek mekâna gelebiliyor. Müşterilerin
kendilerini rahat ve evinde hissedebileceği arkadaşça bir ortam vaadiyle yola
çıkılmış. Öyle olunca da öğrenciler “ders çalışmak için gelmiştik” diye açıkça
söyleyebiliyor ve sıcak bir “merhaba” ile karşılanıyorlar. Gündüz müşterileri
genelde öğrenciler, ama asıl kalabalık akşam saatlerinde oluyor. Civardaki
mahalle sakinleri, kahvelerini evde içmek yerine eşofmanlarıyla cafe’ye gelip,
yeni insanlarla tanışıp sohbet edebiliyor. Mekân gece geç saatlere açık, zaman
zaman DJ performansları, film geceleri gibi aktiviteler düzenleniyor, bazı
haftasonları tasarım pazarı gibi etkinlikler de oluyor.
Kahveleri
Kadıköy Montag Coffee’den.
V60, Chemex gibi üçüncü dalga kahveleri de sunuyorlar. Ben Etiyopya kahvesiyle Chemex denedim, gayet
memnun kaldım. Bu cafede en çok ne tüketiliyor peki, dediğimizde ise cevap bizi
şaşırtıyor: burada insanlar en çok Caffe Latte içiyor...
Oğulcan’ın
hikayesine gelirsek, Oğulcan kahveyi en çok sabah içmeyi seviyor. Ayılmak ve
güne hazırlanmak için. Kahvenin yanına en çok bir filmi ya da kitabı
yakıştırıyor. En büyük hayali, birçok kez gittiği Barselona’da böyle bir
cafe açabilmek, insanların sıcak ve hayatın çok renkli olduğu bu coğrafyada
yaşamak istiyor. Ölmeden denenecek şeyler listesinde de ilk sıralarda air
diving yer alıyor. “Müşterinin iyisi, kibar ve dürüst olanıdır” diyor.
Beğenen beğendiğini, beğenmeyen de neyi beğenmediğini bir kerede, açık açık
söylesin, canımı yesin diyor.
Yolun
açık olsun SOLD!