DIGITURK Dergi, Ocak&Şubat 13
Yönetmenliğini Wang
Xiaoshuai’ın yaptığı “11 Flowers”,
Toronto Film Festivali (2011), San Sebastian Film Festivali gibi
festivallerde gösterilen, Şubat 2013’te Amerika’da vizyona girmesi beklenen
Çin-Fransa-Hong Kong ortak yapımı bir film.
1966 Şangay doğumlu Xiaoshuai,
Çin’in “Altıncı Kuşak” olarak adlandırılan sinemacılar arasında anılan ödüllü
bir yönetmen. 1993’te ilk uzun metrajlı filmi “The Days”i yazıp yönetti.
2001’de Beijing Bicycle filmiyle Berlin’de Jüri Büyük Ödülü dalında Gümüş Ayı aldı.
2005’te Shangai Dreams filmi ile Cannes’da Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. 2011’de
de In Love We Trust filmi ile yine Berlin’de En İyi Senaryo dalında Gümüş Ayı
aldı.
Film, Mao iktidarı
dönemindeki Çin Kültür Devrimi’nin (diğer adıyla Büyük Proleter Kültür Devrimi) son yıllarında
geçmekte. Kahramanımız 11 yaşındaki Wang Han (Liu Wenqing), fabrika işçisi
asabi bir annenin ve sanatçı bir babanın oğlu. Aile, birkaç yıl önce Şangay’dan
küçük dağlık bir kasabaya taşınmak zorunda kalmış. Mao iktidarı, o yıllarda
birçok aileyi, ulusal birtakım üretim kollarını olası bir Sovyet saldırısından da
korumak amacıyla, merkezi yerlerden küçük kasabalara göndermektedir. Babası, Wang’ın
“özgürce yaşayabilmesi için” ressam olmasını arzu etmekte, ona bu yönde nasihat
vermektedir.
Dönem, yoksulluk ve
şiddetin baskın olduğu bir dönemdir. İş bulabilenler, oldukça zor şartlar
altında ve hiç de arzu etmedikleri işlerde çalışmaktadır. Han’ın babası bu
duruma çarpıcı bir örnektir. Şangay’da Opera’da bir sanatçı olarak çalışırken küçük
bir kasabada işci olarak çalışmak zorunda kalmıştır. İşçi olarak çalışırken
yaralandığı gibi, bir işçi arkadaşına yardımcı olmaya çalışırken Kızıl
Muhafızlar tarafından da saldırıya uğramıştır.
Wang, okulda beden
eğitimi dersinde, öğretmeni tarafından lider seçilir. Ancak “lider”in ilk
olarak yeni bir beyaz gömlek edinmesi gerekmektedir. Wang çok önemsediği bu
görev için yeni bir gömlek almaya annesini zar zor ikna eder. Yoksul aile için
gömlek ciddi bir masraf kalemdir, sonunda bir yıllık biriktirilmiş giysi
kuponlarıyla sonunda gömlek alınır, Wang her yerde gururla gömleğini
giyer.
Bir gün nehir kıyısında
arkadaşlarıyla oynarken, beyaz gömleğini kaybettiğini sanır, arkadaşlarına
kızar, onlardan ayrılır. Sonra gömleği, nehrin içinde bulur, eve dönebilmek
için, çalıların üzerine astığı gömleğinin kurumasını bekler. Bu sırada, yaralı
birinin koşarak nehir kıyısına geldiğini farkeder (Xie Fulai). Xie yarasını
sarmak için gömleği alır. Xie, onu gördüğünden kimseye bahsetmemesine karşılık
Wang’a yeni bir gömlek alacağına söz verir. Wang ile Xie arasındaki ilişki böylelikle
başlar. Han’ın beyaz gömleği etrafında gelişen olaylar, onun için “masumiyetin
kayboluşu”nu simgelemektedir. Han, “hayatın ve dönemin zorlukları” ile
gömleğinin çalınması ile tanışır. Xie’nin, yakın zamanda işlenen cinayetle
ilişkisini ve gerekçelerini öğrenir, anlamaya çalışır. Kültür Devrimi dönemi,
11 yaşındaki Han’ın gözünden izleyiciye aktarılır.
11 Flowers, Xiaoshuai’nin
en iyi filmleri arasında değerlendiriliyor. Usta yönetmen filmde, kendi
çocukluğundan, ailesinden, arkadaşlarından, almış olduğu resim derslerinden de
esinlenerek, tanık olduğu Kültür Devrimi’nin, Kızıl Muhafızlar’ın baskıcı
rejiminin toplum üzerindeki etkilerini, yaşanan değişimleri beyaz perdeye aktarıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder