New York’u sevmek ve sevmemek için yeter sayıda sebep
bulunabilir herhalde. Alabildiğine kalabalık ve hemen her şeyin imkan dahilinde
olduğu bir dünya şehri.
Ben bir cimcime yüzünden seviyorum bu şehri o ayrı
mesele...
Her milletten insan ile, şehir silüetini gökdelenlerin
oluşturduğu bir mimari oluşum burası. Sokaklarda dolaşırken, karşılıklı gökdelenlerin
gün ışığını kestiği bir yerleşke. Güneşi, park alanlarında ve bulvarlarda
görüp, güneş gözlüğünüzü ancak o zamanlarda takma ihtiyacı duyabildiğiniz
şehir.
Bryant Park, şehrin içindeki
küçük ve şirin parklardan biri. Şehir merkezinde yeşil alana, durup dinlenmeye hasret olanlar için, sağa sola bakınarak, sakince vakit geçirmekten, nefes almaktan, dinlenmekten
keyif alanlar için bir dinlence yeri.
Baharda ilk geldiğimizde tamamen yeşil alan olan,
etrafı minik masalarla çevrili parkın orta yerine
kocaman bir buz pisti kurulmuş Noel sebebiyle. Yeşil
alanın üzeri tamamen kaplanmış, üzerine de buz pateni pisti inşa edilmiş. Bir
şehir planlamacı ya da mimar ya da şehir bilimci çok daha güzel ve yerinde
ifade edebilir bu değişim hakkındaki tespitlerini eminim. Tamamen başka bir yer
olarak bildiğiniz alan-bir yeşil park, kocaman bir buz pateni pisti olmuş.
Baharda kahveleri, köpekleri ve kitaplarıyla buraya
gelen insanlar, şimdi atkıları bereleri ile buz pateni yapmaya gelmişler.
Değişime, bu denli tümden değişime karşı birisiyseniz
ya da biraz bile derdiniz varsa değişikliklerle, son derece garip
karşılayabilirsiniz bu durumu. Ama belki de izin vermek lazım zihninizde de
böyle değişikliklere bu vesile ile. Başka türlü hiç hayal edemediğiniz yerleri,
olayları bambaşka bir açıdan, bambaşka bir gözle görme egzersizi gibi
değerlendirilebilir belki de durum. Pekala güzel oluyormuş işte böyle de
olduğunda demeye kapı açmalı belki de bu deneyimler.
Herkesin hep "mutlu" olduğu bir yer olarak tanımlıyor cimcime burayı, mutlu olanların geldiği bir yer mi yoksa mutlu olmak için gelinen bir yer mi kısmını bilemiyoruz tam olarak.
Büyük hoparlörlerden jazz müziği, ışıklandırılmış dev bir çam ağacıyla pisti aydınlatan kocaman ışıklar, en az bir onbeş dakikalık meşhur olma fırsatı sunuyor park konuklarına.
Belki bir dahaki bahar, bir panayır kurulur belli mi olur,
yazın minikler için küçük bir slalom havuzu ve kışın bir buz hokeyi sahası, neden olmasın:) Mesut insanlar fotoğrafhanelerinden biridir belki de bu park. Geleni içine alan, öğüten, değiştiren; her değişimden de kendini değiştirerek çıkan, dönüştüren bir panayırdır aslı belki de...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder